Şemdinli İddianamesi/Patlama Olayından Sonra Konu ile İlgili Bazı Tanık Beyanları (Mehmet Ali Altındağ)

commentaires · 8 Vues

İzmir’de kaldıklarının ikinci günü sabah kahvaltısında Gonca Us’u Mehmet Özbay’la beraber gördüğünü, Gonca’nın İzmir’de olduğunu gece veya sabah telefon ederek gelmiş.

İzmir’de kaldıklarının ikinci günü sabah kahvaltısında Gonca Us’u Mehmet Özbay’la beraber gördüğünü, Gonca’nın İzmir’de olduğunu gece veya sabah telefon ederek gelmiş olabileceğini, o gün İzmir’de gezdiklerini, Sedat Bucak’ın "Hüseyin bey geliyor, havaalanına git, Hüseyin beyi al gel" dediğini, Hüseyin beyi karşıladığını, yolda Hüseyin Kocadağ’ın emekli Emniyet Müdürü Tamer Kırklar ile görüştüğünü ve Tamer Kırklar’ın da kendilerinin yemek için buluştuğu Deniz Restoranta geldiğini, yemekten sonra Tamer beyin ayrıldığını, kendilerinin de otele döndüklerini, ertesi günü akşam saatlerinde Kuşadası’na giderek otele yerleştiklerini, iki gün orada kaldıklarını, Sedat beyin Davutlar’daki evini gördüğünü, müteahhit ile görüştüğünü, başka bir araziye baktıklarını, saat 16.30 sıralarında Kuşadası’ndan hareket edip Selçuk’ta yemek yediklerini, Manisa’da benzinlikte kahve içtiklerini, Sedat beyin bulunduğu otoyu Hüseyin Kocadağ’ın kullandığını ve Manisa’ya kadar önde gittiğini, yolda takip edilmediklerini, Susurluk’a 20 km. kalıncaya kadar kendisinin öne geçtiğini, Susurluk’ta kamyon konvoyuna takılınca Mercedes 600’ün kendisini geçtiğini ve kendisinin bir daha yetişemediğini, saat 19.30 sıralarında öndeki otolarda dörtlü sinyallerin yandığını ve arabaların durmuş olduğunu görünce sollayarak geçtiğini ve kazayı gördüğünü, kamyon şoförü ve birkaç kişinin otonun başında olduğunu, hepsi ölmüşler dediklerini, otonun yarısının yok olduğunu, sağ arka kapıyı açarak Mehmet Özbay’ı çıkarıp yere uzattıklarını, ağzından kan geldiğini, yüzünün, kolunun, göğsünün kırık olduğunu, "Allah" dediğini duyduğunu, kendi kullandığı arabaya taşıdığını, Hüseyin Kocadağ’ın vurma anında ölmüş olduğunu, torpido gözünün alt kısmına sıkışmış olan Sedat beyi güçlükle çıkarabildiklerini, Sedat beyle Gonca Us’u bir steyşın oto ile Mehmet Özbay’ı da kendi kullandığı Mercedes ile Susurluk’a götürdüğünü, yolda Mehmet Özbay’ın nabzının durduğunu ve öldüğünü, gözünü ve çenesini kapattığını, hastanede Hüseyin Kocadağ, Gonca Us ve Mehmet Özbay’ın öldüğünün, Sedat Bucak’ın ise yaşama şansının fazla olduğunun anlaşıldığını, Sedat beyi oradan Balıkesir’e ve Balıkesir’den de uçakla İstanbul’a götürdüklerini, Enver’i kaza yapan oto ve cenazelerle ilgilenmek üzere bıraktıklarını,

İzmitte PKK’lıların büyük para götürdüklerini, İzmit’e heray 20 bin ton petrol getireceklerini, kendisinden bir depo ve bir liman istediklerini en önemlisininde dağıtıcılarını bulmak olduğunu hepsini kendisinin bulduğunu, amacının İzmit’in PKK’lılardan temizlenmesi olduğunu, Abdullah Çatlı’yı bu ismiyle bildiğini, her şeyin ayarlandığını, ayda 20 bin ton petrol satacaklarını hesapladığını, Çatlı’nın Filipinlerden 3 milyon 600 bin dolar gelmedi diye sızlanması üzerine, o zaman kendisinin bu petrolü satalım dediğini, birilerinin kendisine 40 milyar lira vereceklerini söylediğini, bu parayı hiç ihaleye girmeden ihaleye girmemek için avanta alanak verileceğini, o ana kadar 2-3 milyar lira masraf etmiş olduğunu, 20 milyar liranın kendisine gerekli olduğunu, Çatlı’nın bunu kabul ettiğini tamam deyip ihaleye girerek onu Ankara’dan aldıklarını, bunun dedikodusu olabilir dendiği için ihalenin yeniden yapıldığını ve yine Çatlı’ların kazandığını, iki ayrı şirketede 4’er milyar lira avanta vererek, ihaleden çekilmelerini sağladıklarını, ihalenin alınışıyla, birlikte Abdullah Çatlı’nın değişmeye başladığını, petrolu satmayıp, bir ay içinde 300-350 milyar lira yapacağını söylediklerini, kendisininde o arada para sıkıntısı çektiğini, kemerde bir otelde kalırken bir arkadaşının kendisine "Abdullah Çatlı şimdiye kadar kiminle ortaklık yaptı ise ya öldüğünü ya da yakalandığını" söyleyerek dikkatini çektiğini, bunun iyi olduğunu, çünkü Çatlı’ya o zaman yüzde yüz güvendiğini bu nedenle de kendisininde Çatlı tarafından öldürülebilecek olduğunu,

31.10.1997 tarihinde, Terör örgütü PKK nın yayın organı olan MED TV de yayınlanan "Panel Programı-1" de, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden örnekler vererek "... Mustafa Kemal'de tek dinli hatta dini şey yapan tek milletli yapmak üçü, üç de Kürtlerle çatıştı, ... Cumhuriyet bir devamlılıktır, ... Mustafa Kemal o büyük liderdir, bakın BAŞKANA geliyoruz, şimdi beni idam edecekler ve onu da söyleyeyim, Mustafa Kemal... bir büyük pilottu, pilotu olumlu anlamda, yani halkını bir yerlere getirdi bundan dolayı beni idam etmezler ama Abdullah ÖCALAN da çok önemli kürtlerin tarihinde bir pilot oldu bundan dolayı beni idam ederler. ... çünkü daha zor yerlerden Kürt hareketini bugünkü noktaya getirdi kolay şeyler değil, ikisinin de hakkını kabul etmek lazım. " Dediği, ulu önder ATATÜRK ile terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN'ı kıyasladığı, her ikisinin de eşit lider olduğunu söylediği hatırlatılarak bu şekildeki söylemleriyle neyi amaçladığı sorulduğunda; kendisinin Mustafa Kemal'i hiç kimsenin yüceltmediği kadar bu konuşmada yücelttiğini, büyük bir lider ve pilot olduğunu söylediğini, öbür taraftan da Abdullah OCALAN'ın büyük kıyımlara rağmen Kürtlerin bakışlarını değiştirdiğini söylediğini, Abdullah ÖCALAN ile Atatürk'ü kıyaslamadığını, her ikisinin de iyi bir lider pilot olduğunu söylemesindeki kastın mukayese değil, durumu tespit etmek olduğunu, bu değerlendirmeyi yaptığı ve öyle konuştuğunu,

If you loved this post and you would like to obtain more data about Escort diyarbakıR kindly go to our own web site.
commentaires