Diyarbakır Escort, Escort Diyarbakır Bayan, Escort Diyarbakır

commentaires · 4 Vues

Abdullah Çatlı, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı ile ilgili bir çalışma içerisine girmediğini, Tarık Ümit’in Kıbrıs’ta bir bankası olduğunu, Tarık Ümit’in kızı Hande’den.

Abdullah Çatlı, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı ile ilgili bir çalışma içerisine girmediğini, Tarık Ümit’in Kıbrıs’ta bir bankası olduğunu, Tarık Ümit’in kızı Hande’den işittiğini, yine Tarık Ümit’in Kıbrıs’ta bir bankada ortak olduğunu ve bu bankanın ortaklarından birisinin de Mehmet Ağar’ın şoförünün kardeşi Ömür Özçelik olduğunu ve % 25 hissesi olduğunu, bunu da Tarık Ümit’in kızı Hande’den işittiğini, Mehmet Eymür’ün adamları ile Tarık Ümit’in yakın çevresinde 4 milyon dolarlık bir paradan bahsedildiğini, ancak paranın kaynağının belli olmadığı, Tarık Ümit ve Mehmet Eymür’ün adamlarının bu paranın uyuşturucudan gelen bir para olduğunu tahmin ettiklerini, Tarık Ümit, Mehmet Eymür ve Korkut Eken’in son derece samimi olduklarını bildiğini, kara para aklanmasıyla ilgili olarak Tarık Ümit’in ailesinin beyanına göre, Kazakistan, Pakistan, Afganistan tarafından gelen uyuşturucunun, Kazakistan, Azerbeycan’dan Nahçıvan kanalıyla Türkiye’ye girdiği, Türkiye’den eroinin yurtdışına, Hollanda ve Almanya’ya çıktığı, birkısım paranın Kazakistan’da aklandığı, Kazakistan’da 450 milyon dolarlık bir paranın olduğu, bu paranın da Kıbrıs’taki bankada aklandığı, Tarık Ümit’in de bu işin içinde olduğunun söylendiğini,

"Tarık Ümit’in kızı olduğunu, babasının en son 2 Mart 1995 de Yaman Hakkı ile görüştüğünü, Yaman Hakkı’nın Kıbrıs Bankasındaki Müdür olduğunu ve babası ile bu bankaya ortak olduklarını, bankanın başka ortakları olup olmadığını bilmediğini, Babası Tarık Ümit’in 3 Mart 1995’te İstanbul Erenköy Divan Pastanesine gitmiş olduğunu, babasının bu pastaneye gittiğini orada çalışan garsonlardan öğrendiğini, babasının burada Ziya ve Ayhan isimli iki polis memuru ile buluştuğunu, bunu da Jandarmada Jitem’ci Assubay Ahmet Alatıntaş’tan öğrendiğini, bu iki polis memurunun İbrahim Ağabey seni evde bekliyor oraya gideceğiz dediklerini öğrendiğini, İbrahim’in İbrahim Şahin olup olmadığını bilemediğini, 4 Mart 1995 günü saat 13.30 sıralarında babasının otomobilinin Silivride bulunduğu yere gittiğini, Jandarmanın araştırmaya başladığını ve aracın plakasının sahte olması üzerine Jandarmada bir süre alıkonulduklarını, daha sonra Kadıköy Cumhuriyet Savcılığına giderek babasının hayatından endişe duyduğu için müracaatta bulunduğunu, babasının serbest ticaretle meşgul olduğunu, Kıbrıstaki bir bankanın ortağı olduğunu, son zamanlarda tek uğraştığı işin bu olduğunu, Almanyada yaşıyan bir ablasının bulunduğunu, babası Tarık Ümit’in kaybolmasından hemen sonra Mehmet Eymür’ün kendisini telefonla aradığını ve iki arkadaşını da İstanbul’a gönderdiğini, babasının kaybolmasında Korkut Eken’in rolü bulunduğunu, ifadeye gittiğine bunu belirtmesini söylediğini, Mehmet Eymür’ün de, Korkut Eken’in de babasının arkadaşı olduklarını, Jandarma JİTEM’den assubay Ahmet Altıntaş’ın Tarık Ümit ile ilgili bir çalışma yaptığını ve Avşar kederoğlu ismini sorduğunu, böyle bir şahsı o ana kadar hiç duymadığını, kendi duyumlarına göre babasının iki polis memuru ve ibrahim Şahin tarafından Abdullah Çatlı’ya teslim edildiği ve bir daha Tarık Ümit’in piyasaya çıkmadığını; Korkut Eken ile İstanbul Feneryolunda 10 dakika kadar görüştüğünü ve bu görüşmede Eken’in kendisine babasının yurtdışında bir görev yollandığını, söylediğini,

İddianamenin "Darbeye Teşebbüs" bölümünde detaylı bir şekilde yer alan belgede Genel Kurmay Başkanı Hilmi Ö. ile AKP Diyarbakır Milletvekili Emekli Albay Aziz A. ün görüşmelerinin takip ve rapor edildiği, bir general ve bir amiralin TBMM Dışişleri Komisyonda olası Irak savaşı konusunda bilgilendirme amacıyla yapmış oldukları konuşmaların komisyon üyeleri tarafından kasıtlı olarak basına sızdırıldığı, Genelkurmay Başkanı’nın vermiş olduğu bir talimat ile ilgili olarak, Genelkurmay Başkanı’nın peruk konusunda sahip olduğu ayrıntılı bilginin kendisine belli bir çevre tarafından verildiğinin değerlendirildiği, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bazı orgeneraller aleyhine Org. Hilmi Ö.yü yönlendirdiği, eski adı ‘Batı Çalışma Grubu’, yeni adı ise ‘Özel Çalışma Grubu’ olan birimin faaliyetlerinin Genelkurmay Başkanının tutumu nedeniyle önemli ölçüde durduğu, daha önceki dönemlerde AKP iktidarının irticai kadrolaşma ve her türlü irticai faaliyetlerine karşı Genelkurmay Başkanlığı tarafından işlem yapılmadığı, bu nedenle de Genelkurmay karargahı irticai faaliyetlerle mücadele etme konusunda durma noktasına geldiği, Vali, Kaymakam, Genel Müdür ve Daire Başkanları’nın atamalarından önce artık Genelkurmay Karargahından ilgili Bakanlık tarafından görüş istenmediği, bürokrasinin de AKP iktidarına direnme sürecini tamamladığı ve ‘arkamızda asker yoksa mücadele etmenin de yararı yok’ anlamına gelen bir tavır içine girdiği, Genelkurmay Başkanı’nın izlediği tutumun sonucu olarak askeri okullarda ve hatta Genelkurmay Karargahında Ramazan ayında oruç tutan personel sayısında artış olduğu gibi konuların yer aldığı,

In case you loved this article and you would want to receive much more information concerning Escort Diyarbakır kindly visit the website.

commentaires