Ucuz Gecelik Olgun Esenyurt Escort Naz

Comments · 7 Views

Yine yukarıda belirtilen şüpheliler İlhan SELÇUK’ a ait telefon görüşmelerinde sürekli kapatma davasının açılması ve karışıklık çıkması için gayret ettikleri, sonunda kapatma.

Yine yukarıda belirtilen şüpheliler İlhan SELÇUK’ a ait telefon görüşmelerinde sürekli kapatma davasının açılması ve karışıklık çıkması için gayret ettikleri, sonunda kapatma davası açılınca, Tape:1847, 16.03.2008 günü İlhan SELÇUK ile Emre K.’ nın yaptıkları telefon görüşmesinde İlhan SELÇUK’ un "laf aramızda zatı aliniz de bir Askeri müdahalenin de gerekçesini oluşturmuştur" diyerek kendisinin askeri müdahelenin gerekçesini oluşturduğunu beyan ettiği, yine Tape:1849 da kayıtlı 17.03.2008 tarihinde aynı kişiyle yaptıkları telefon görüşmesinde; sanık İlhan SELÇUK’ un "… şimdi burada girişilen nokta şu kardeşim şimdiye kadar rejimi kurtarmak için kim müdahale etti asker değil mi", "İlk kez anayasa mahkemesi müdahale edicek" dediği, İlhan SELÇUK’ un "Evet mağdur ve mazlum olarak evet o o tarafa doğru gidebilir yani bu tabi savaş devam ediyor", "Savaşım devam ediyor çeşitli olasılıklar bunlar" dediği, Emre K.’ nın "Yani şakası yok" dediği, İlhan SELÇUK’ un "İşte zati aliniz bu savaşın içindesiniz" dediği, Emre K’ nın "Yok efendim" dediği, diyarbakır oruspu şüpheli İlhan SELÇUK’un yönettiği örgüt kitlesince oluşturulan ortamda telefonlarının dinlendiğini bilerek adeta meydan okurcasına yapılan örgütsel çalışmaları ŞAVAŞ olarak nitelemektedir. Kendilerini Cumhuriyetçi olarak tanımlayan örgüt üye ve yöneticilerinin kendi yurttaşları arasında karşı siyasi görüşte olan insanlara karşı yapılan faaliyetleri şavaş olarak nitelemeleri de ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hangi amaca hizmet ettiğini açıkça göstermektedir.

İzmir’de kaldıklarının ikinci günü sabah kahvaltısında Gonca Us’u Mehmet Özbay’la beraber gördüğünü, Gonca’nın İzmir’de olduğunu gece veya sabah telefon ederek gelmiş olabileceğini, o gün İzmir’de gezdiklerini, Sedat Bucak’ın "Hüseyin bey geliyor, havaalanına git, Hüseyin beyi al gel" dediğini, Hüseyin beyi karşıladığını, yolda Hüseyin Kocadağ’ın emekli Emniyet Müdürü Tamer Kırklar ile görüştüğünü ve Tamer Kırklar’ın da kendilerinin yemek için buluştuğu Deniz Restoranta geldiğini, yemekten sonra Tamer beyin ayrıldığını, kendilerinin de otele döndüklerini, ertesi günü akşam saatlerinde Kuşadası’na giderek otele yerleştiklerini, iki gün orada kaldıklarını, Sedat beyin Davutlar’daki evini gördüğünü, müteahhit ile görüştüğünü, başka bir araziye baktıklarını, saat 16.30 sıralarında Kuşadası’ndan hareket edip Selçuk’ta yemek yediklerini, Manisa’da benzinlikte kahve içtiklerini, Sedat beyin bulunduğu otoyu Hüseyin Kocadağ’ın kullandığını ve Manisa’ya kadar önde gittiğini, yolda takip edilmediklerini, Susurluk’a 20 km. kalıncaya kadar kendisinin öne geçtiğini, Susurluk’ta kamyon konvoyuna takılınca Mercedes 600’ün kendisini geçtiğini ve kendisinin bir daha yetişemediğini, saat 19.30 sıralarında öndeki otolarda dörtlü sinyallerin yandığını ve arabaların durmuş olduğunu görünce sollayarak geçtiğini ve kazayı gördüğünü, kamyon şoförü ve birkaç kişinin otonun başında olduğunu, hepsi ölmüşler dediklerini, otonun yarısının yok olduğunu, sağ arka kapıyı açarak Mehmet Özbay’ı çıkarıp yere uzattıklarını, ağzından kan geldiğini, yüzünün, kolunun, göğsünün kırık olduğunu, "Allah" dediğini duyduğunu, kendi kullandığı arabaya taşıdığını, Hüseyin Kocadağ’ın vurma anında ölmüş olduğunu, torpido gözünün alt kısmına sıkışmış olan Sedat beyi güçlükle çıkarabildiklerini, Sedat beyle Gonca Us’u bir steyşın oto ile Mehmet Özbay’ı da kendi kullandığı Mercedes ile Susurluk’a götürdüğünü, yolda Mehmet Özbay’ın nabzının durduğunu ve öldüğünü, gözünü ve çenesini kapattığını, hastanede Hüseyin Kocadağ, Gonca Us ve Mehmet Özbay’ın öldüğünün, Sedat Bucak’ın ise yaşama şansının fazla olduğunun anlaşıldığını, Sedat beyi oradan Balıkesir’e ve Balıkesir’den de uçakla İstanbul’a götürdüklerini, Enver’i kaza yapan oto ve cenazelerle ilgilenmek üzere bıraktıklarını,

Kendisinin 11 Haziran 199’da Adana’da bulunan ağabeyini ziyaretten dönerken Pozantı’da vurulduğunu, kendisini vuran insanların İstanbul Polisi olduğunu, güya operasyon yaptıklarını, bundan Adana polisinin haberi olmadığını, bu kişilerin İstanbul dışında operasyon yapmak için görev belgelerinin olmadığını, oraya gelmek için bir gerekçelerinin de olmadığını, kendisi orada ölseydi olayın faili mechul olacağını, trafik polislerinin, kamyoncuların, vatandaşların gelerek kendisini kurtardığını, bunun üzerine işi resmileştirdiklerini, kendisini vurmalarına bir bahane bulmak için kendisini ÇETE olmarak suçladıklarını, kendi arabasında silah olduğunu iddia ettiklerini, bunun kesinlikle yalan olduğunu, Orada ( POZANTI’da) yakalandıkları , Adana’da hastanede yaralı iken Adana Terörle Mücadele ekipleri tarafından ifadesi alındığı halde İstanbul’da yakalanmış gibi tutanak tutulduğunu, Pozantı’da hiçbir işlem yapılmadığını, olayın Pozantı Savcısından gizlendiğini, daha sonra İstanbul’a götürüldüğünü, burada hiçbir ifade vermediğini, hiçbir şeye de imza atmadığını, ancak kendi ifadesi olarak sahte bir ifadenin düzenlendiğini, mahkemeye aleyhine delil olarak sunulan tek şeyin bu ifade olduğunu, kendisinin bir şey itiraf edecekse bunu Adana’da itiraf edeceğini, oysa Adana’da verdiği ifadede "Hiç bir şey yapmadım" dediğini, o ifadenin kesinlikle kendi ifade olmadığını,

If you have any kind of concerns concerning where and how you can utilize escort diyarbakır, you can contact us at our own page.
Comments