Türkiye İş Bankası

Comentarios · 3 Puntos de vista

30.12.2007 günü saat 18.26'da H.Ümit SAYIN ile G. S. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Ü.

30.12.2007 günü saat 18.26'da H.Ümit SAYIN ile G. S. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Ü.SAYIN'ın "Askerlerin durumu çok korkunç ya" "YÖK gitti tamamen" "Yargıda gitti" "Ordu zaten ele geçirmiş vaziyetteler" "Ordu çoktan teslim olmuş, meğer bizi boşuna Cumhuriyeti ortaya çıkmışız Orduya güvenip" dediği, G.S.'in "...Ümit'ciğim Atatürk'ün Ordusu yok" dediği, Ü.SAYIN'ın "Demokrasi olur mu canım bu resmen Sivil Darbe Faşizm bu" "Halk niye bir şey yapmıyor, Sivil Toplum Örgütleri silahlanacak mı, senin silahlı gücün var" "Sen istersen 35 Maddeye Ülkenin bütünlüğü bozulan ve rejimi bozan davranışları hoş karşılamıyorum deyip daha önce yaptığın gibi binersin tepelerine" "Cumhuriyetin yıkılmasının ana parametlerinin hepsi tamamlandı daha ne bekliyor bu adamlar" dediği, G.S.'in "Cumhuriyetin Türkiye Cumhuriyeti olmaktan çıktı İslam Cumhuriyet Şeriatçı Devlet" "Askerimizde maşallah aldığı talimatlarla Amerika'dan aldığı talimatlarla maşallah gidiyor geliyor" dediği, Ü.SAYIN'ın "Bu kadar ödleklik olabilir mi ya ben artık hayretler içerisinde kalıyorum bu vatana ihanet bu, yani eğer şuan ki aşamada hiçbir şey yapmıyorsunuz bu Vatana ihanet başka açıklaması var mı" dediği,

Sonraki günlerde Batı Şeria ve Gazze’de protestolar başladı. İsrail polisi gerçek mermi ve kauçuk kaplı çelik mermilerle cevap verdi. İlk beş günde, 47 Filistinli öldü ve 1885'i yaralandı.[46] Tarafların arasında arabulucu olan Fransa cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Ehud Barak’ı protesto etti ve bir gün içerisindeki yaralanan ve ölen Filistinlilerin arasındaki oranın, başkalarını Filistinlilerin şiddetten sorumlu olduklarına inandıramayacak kadar kötü olduğunu belirtti. Ayrıca Barak’a, taş atan kişilere helikopterden ateş ederek cevap vermeleri ve uluslararası sorgulamalara izin vermemelerini, Arafat’ın üçlü müzakerelere çağrısına cevap vermemeleriyle eş tuttu.[85] 27 Eylül'de, Gazze Şeridi yerleşim birimlerinden Netzarim’in yakınında Filistinli militanlar tarafından gerçekleştirilen bombalama sonrası bir İsrailli asker öldürüldü ve başka bir asker de hafif yaralandı.[86] İki gün sonra, Filistin polis memuru Nail Süleyman, ortak devriye sırasında bir İsrail Sınır Polisi aracına Batı Şeria’daki Qalqiliyah şehrinde ateş etti ve Yosef Tabeja’yı öldürdü.[87] Ayaklanmaların ilk günlerinde, İsrail Güvenlik Güçleri aşağı yukarı 1.3 milyon kurşun kullandı.[88] Uluslararası Af Örgütü’ne göre, ilk Filistinli can kayıpları, sadece protestolara katılanlardandı. Örgüt daha sonra ilk ay içinde öldürülen Filisitnlilerin 80% inin, İsrail güvenlik güçlerine tehlike teşkil etmedikleri yerlerde bulunduklarını belirtti.[89] 30 Eylül 2000 tarihinde, bir kameraman, Gazze şeridindeki bir dar sokakta, babasının arkasında saklanırken öldürülen Muhammed El-Durrah’nın ölüm anını çekti. Onu öldüren ateşin hangi taraftan geldiği hala kesin olarak bilinmemektedir.

Tahminen saat 22.30 civarları tekrar gittiğini, etrafın sakin olduğunu, insanların olmadığını gördüğünü, cebinden çıkardığı el bombasını Cumhuriyet Gazetesinin bahçesine pimini çekmeden attığını, ancak pimi heyecandan veya başka bir nedenle değil, sadece kendi istemediği için çekmediğini, bombanın bahçeye düştüğünü, oradan Şişli Adliyesine doğru koştuğunu, caddeye çıkınca ticari taksiye bindiğini ve bara gittiğini, sonra bara Erhan'ın geldiğini, o gece Osman'la hiç görüşmediklerini, Osman'ın bara da gelmediğini, o gün Erhan'la birlikte barda kaldıklarını, sabah evine döndüğünü, saat 9 sıralarında Osman'ın aradığını ve Sultanbeyli'ye çağırdığım, Sultanbeyli'de bir cafede buluştuklarını, yarım saat sonra Erhan'ın da yanlarına geldiğini, Osman'ın kendisine bombanın patlamadığını söylediğini, kendisinin de bombayı pimini çekmeden attığını söylediğini, bunun üzerine Osman'ın serzenişte bulunduğunu ve keşke patlatsaydın dediğini, sonradan da iyi ki patlatmadın, mesajı almışlardır dediğini, Osman'ın bu konuşmalarını Erhan'ın da duyduğunu, Sonra kafeden çıktıklarını ve Sultanbeyli'de dolaştıklarını, paranın birkaç gün sonra geleceğini söylediğini, bir süre sonra kendilerini evlerine bıraktığını ve gittiğini, Bu tarihten üç gün sonra Bostancı'da Hovarda bardayken Erhan'ın telefon açtığını, Osman'ın yanma geleceğini beraber Şamandıra Ferhat Paşa Mahallesine geçeceklerini, oradan İsmail isminde bir arkadaşı da alarak Etiler'deki Coco Bar'a kendisinin yanma geleceklerini söylediğini, akşam saat 20 sıralarında Erhan'ın yanında olduklarını, Erhan'ın Osman'la İsmail'i tanıştırdığını, Osman'ın attıkları bombanın mutlaka patlaması gerektiğini, bu nedenle yeniden bomba atılacağını söylediğini, Osman'ın İsmail ile ayrı bir masada baş başa görüşme yaptığını, bu görüşmeden sonra Osman'ın İsmail'in bombayı atacağını söylediğini, sonra Osman'ın Sultanbeyli'deki evinin önüne gittiklerini, Osman'ın eve gidip geldiğini ve bombayı getirdiğini, arabayla yakında bulunan bir petrole gittiklerini, orada arabayı park ettiklerini, araçtan inip etrafta dolaşırken Osman'la İsmail'in aracın içersinde 30-40 dakika kadar konuştuklarını, sonra hep beraber saat 22.30 sıralarında Coco Star Bara döndüklerini,

If you loved this article and you also would like to get more info concerning Diyarbakır escort please visit our site.
Comentarios